24 Mart 2014 Pazartesi

The Hobbit: The Desolation of Smaug (2013)

The Hobbit: The Desolation of Smaug (2013)


Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları

YÖNETMEN:  Peter Jackson


YAZAR: J.R.R. Tolkien , Guillermo del Toro ,  Peter Jackson

OYUNCULAR: Martin Freeman , Ian McKellen , Richard Armitage , Evangeline Lilly


ÖDÜLLER: 3 Oscar adaylığı 


SÜRE: 161 DK

İMDb PUANI: 8.1

NOTUM:  83 

KRİTİK: Yazıma  J.R.R. Tolkien'e değinerek başlamak isterim Yüzüklerin efendisi ve Hobbit romanlarının yazarıdır kendileri. İngiliz sömürgesi olan Güney Afrika da  biz bu muhteşem filmleri izleyelim diye dünya gelmiştir.

            J.R.R. Tolkien yazarlık hayatının tamamını Orta Dünyaya üzerine kurmuştur . Orta Dünyaya ilk girişimizde Hobbit isimli romanıyla başlamıştır ardından  Yüzüklerin Efendisi gelir . J.R.R. Tolkien'in  ölümünün ardından oğlu yayınlanmamış son kitap olan Silmarillion'u bastırır.

       Silmarillion hikayesi üç kitaptan oluşur tıpkı Yüzüklerin efendisi gibi ama hepsi aynı anda basılmıştır. Romanda Bilbo Baggins in Elf Krallığından çaldığı bir kitapta yazılmış hikayeleri Bilbonun kendi ağzından dinleriz .

       Kim bilir belki Peter Jackson Hobbit üçlemesini çektikden sonra Silmarillion üçlemesini çeker ve büyük Elf krallığının altın çağını bizlere izletir.

      Peter Jackson'nın yönettiği filmler 42 kez Oscara aday gösterilmiş ve bu filmler 20 Oscar heykelciği kazanmıştır.

     The Lord Of The Ring Trilogysinden sonra The Hobbit An Unexpected Journey ın beklediği kadar tutulmadığı görünce ikinci filmin afişine Gandalf ı ( Ian McKellen ) yerleştirdi . Yukarıda ilk filmin tutmadığını söylerken izlenmediğini söylemiyorum mayasının tutmadığından bahsediyorum yoksa film bir milyar doların üzerinde hasılat elde etti .

    Hatırlarsanız Peter Jackson kitaba sağdık kalmadığı ve önemli sahneleri çekmediği için eleştirilmiş hatta bu eleştiriler üzerine Yüzüklerin Efendisi serisinin  her birine otuzar dakikalık sahneler ekleyerek yeniden izleyicilere sunmuştu . Bu eklemelerin ardından Kralın Dönüşü tamı tamına 240 dakika yani 4 saati bulmuştu .Yapılan tüm eleştirilere bende katılmaktayım ama Peter da haklı 4 saat film olmaz . Yüzüklerin Efendisi üçlemesinden aldığı bu eleştiriler yüzünden Peter Jackson The Hobbit serisini fazlaca uzun tuttu hatta bu seferde kitapta olmayan şeyleri filme katmasıyla eleştirildi. Lakin adam Peter Jackson artık bir marka ve bizlere sadece ''Peter Jackson  ne yapıyorsa doğrudur '' demek düşer .

   Filme dönecek olursak Gandalf gene aynı Gri Gandalf.  Filmin ortasında kahramanlarımızı yalnız bırakıp gene tek başına bir maceraya çıkıyor. Anlayacağınız efsaneleşmiş '' Beşinci Günün Şafağında Doğuya Bakın '' repliği ile efsaneleşmiş sahnelerinden birini bu filmde de görüyoruz . Lakin Gandalfın filmin ilk yarım saatlik bölümdeki ve filmin sonlarındaki diyalogları ile filme heyecan katılmak istense de hiç başarılı olmamış. Filmde Atıf Yılmazın Arabesk filmindeki gibi kendi filmlerine öz eleştirel bir gözle bakılmış bile diyebilirim. Belkide ben filmi kötülememek için kılıf uyduruyor da olabilirim, ama kesin olan bir şey varsa çok yapmacık olduğu ve istenilen etkiyi seyirci üzerinde tezahür edilmemiş oluşudur .

    Filmdeki dövüş sahnelerine de değinmeden geçemeyeceğim. Filmi Türkiyede I max 3d teknolojisine sahip üç sinemasından biri olan Marmara Park Cinemaximumda izledim. Dövüş sahnelerinden bir şey anlayamayışımı buna bağladım. Ama filmi tekrardan ful hd blu-ray de izledikten sonra anladım ki suç I max in değil.
    Peter Jackson ı görebilme ihtimalim olsaydı eğer ona şunu derdim '' Lütfen daha az bilgisayar efekti daha çok Yeni zelanda''. 

  Son yıllarda gittikçe artan ve yükselişi engellenemeyen ve bence sinemanın katili olan 3d teknolojisi yüzünden filmde Orklar bilgisayarla yapılmış ve sırf filme derinlik verebilmek adına filmdeki bu sahneler kelimenin tam manasıyla Moltal Kombat tadı vermiş. 

    Martin Freeman a gelince bu adam her zamanki gibi vasat. Bohem hırsız hobbit Bilbo rolünde nasıl bir oyunculuk başarısı sergilenebilecek ise  Martin Freeman da o kadar oynamış işte . Zaten bu kadar özel efektin olduğu bir filme çok büyük oyunculuklar beklemek vicdansızlık olur.

    Sinema denen sekizinci sanatın gün be gün kayboluşunu izlemek şahsen beni kahrediyor. Eyvallah oturdum  iki buçuk saat gözümü kırpmadan izledim ama bu kalitede çıkan film sayısı çok az olmakla beraber  özel efektlerin kullanıldığı kalitesiz film sayısı çok çok fazla. Hatırlarsanız Cem Yılmazın A.R.O.G. isimli filminde bir dinazor sahnesi vardı. Birkaç saniyeydi ama yapımı aylar sürmüştü. Bu filmin başından sonuna kadar o teknoloji ile, el ile bilgisayar ortamında çizildiğini düşünürsek Peter Jackson nın ve bizlerin  zamanına yazık oluyor. Woody Allen her yıl bir film ortalamayla film çekerken Peter Jackson 13 yılda sadece 8 film çekti . Bizleri daha fazla kendisinden mahrum bırakmamalı .                                        
  
    Her filmde bir aşk hikayesi bulunmalı tabiki bu filmde de Cüce Kili ( Aidan Turner ), Elf Tauriel ( Evangeline Lilly ) ve Yüzüklerin Efendisi serisinden tanıdığımız Elf Prensi Legolas ( Orlando Bloom) arasındaki üçlü aşk hikayesi karşımıza çıkıyor. Evangeline Lilly sırf yüzüklerin efendisindeki Arwen karakterini oynayan  Liv Tyler'a benzerliğinden dolayı rolü almış diyebiliriz. Çünkü  Evangeline Lilly bu güne kadar hiçbir filmde göz doldurur bir performans sergileyememişti.

    Şimdi yukarıda yazdığım her şeyi unutun. Onları başkaları da yazardı , sizde izleyip bu kanılara varabilirdiniz. Bana katılmış olabilirsiniz yada yazdığım her şeye bir çöp tanesi kadar bile kıymet vermemiş olabilirsiniz. Zaten yukarıda yazdığım şeylerin hiçbir önemi yok. Şimdi sizlere bu filmin neden iyi olduğunu ve Benim burada yazı yazabildiğimi anlatan şu sahneye gelelim.  

      Peter Jackson'nın neden bir üstat olduğunu anlatacağım sizlere. Şimdi  şu alttaki  fotoğrafa bakın. Bu adam Benedict Cumberbatc. Time dergisinin kapağına çıkmış olan bu adam sadece ve sadece müthiş İngiliz aksanı sayesinde bu derginin kapağına çıkmış ve İngiltere denince akla gelen ilk isim olmayı başarmıştır. İngiltere için bir kraliyet ailesi iki Benedict Cumberbatc dir . O ingilterenin eyfel kulesidir.
 

    Bu adamı neden sizlere anlatıyorum ? filme oynamıyor ki! Benedict Filmizideki zalim ejderha Smaug'a sesi ile can veren oyuncudur . Lafı fazla uzatmayayım. Peter Jackson Yeni Zelanda vatandaşı bir yönetmendir. Yani yıllarca bir İngiltere sömürü olan bir  devletin vatandaşı. Hala İngiliz kraliyet ailesinin malı olan bu topraklar tıpkı diğer Büyük Britanya'ya bağlı devletler  gibi yıllarca İngilizler tarafından sömürülmüştür. Avustralya , Galler , İzlanda , Hindistan ve diğer adını yazmadığım sömürü devletlerinde olduğu gibi Yeni Zelandada da İngiliz deyince akla ölüm gelir. Amerika da dahil bu devletlerde insanlar çocuklarına İngilizlerin kötülüklerini masallaştırıp yıllarca anlatmışlardır. İşte bu nedenle İngiliz aksanı kötülüğün simgesidir. Buyruk altında yaşamanın simgesidir bu aksan .Bu devletlerde yaşayan insanlar bu aksanı duyunca genlerine kadar işlenmiş İngiliz kötülüğü hissederler.

 Peter Jackson filminde iki yerde bu aksanlı konuşmayı bastıra bastıra kulağımızın içine sokar. İlki göl halkını yöneten sünepe kral diğeri Smaug dur . Smaug ölümü ve katliamı simgelerken, Göl halkının zengin kralı ise halkının çektiği sefaletten anlamayan halkı hor gören İngiliz kraliyetini simgeler. İşte bu yüzden film tüm noksanlara rağmen güzel ve Peter Jackson sırf bu yüzden çok büyük bir yönetmen . Her zaman deriz filmleri orijinal dili ile alt yazılı izleyin. İzleyin ki bu filmlerin sadece bir film olmadığını ve toplumsal düşünceyi perdeye döken bir sanat eseri olduğunu anlayın .

                                                                              İyi seyirler dilerim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder